Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu'nda düzenlenen ATO Olağan Meclis Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
Ankara'nın son 10 yılda birkaç alanda ön plana çıkmaya başladığını, bunlardan birinin ulaşım ve lojistik altyapısı olduğunu söyleyen Yıldırım, "Ankara gün geçtikçe hızlı tren hatlarının buluştuğu bir merkez haline geliyor. Biliyorsunuz Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Bilecik, Sakarya ve İstanbul hatları devreye girdi. 2019 sonunda Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas devreye girecek. 2020'de Kayseri-Ankara, devam eden yıllarda da Gaziantep'e kadar Ankara çıkışlı tren seferleri, hızlı tren hatları devreye girecek. Ankara-Afyon-Uşak hattı zaten devam ediyor. 2019'da bunları da tamamlamış olacağız." ifadelerini kullandı.
"Esenboğa Havalimanı'nı yaparken CHP'liler bize ot yoldurdu"
Havacılıkta Ankara'ya yapılan yatırımları anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Biz 2003'te göreve geldiğimizde Ankara Esenboğa Havalimanı köy meydanı gibiydi. Basit, konteyner yapılarda hizmet veren bir havalimanıydı. Burayı yaparken CHP'liler bize ot yoldurdu. 'Devletin, milletin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz. Ne lüzum var Ankara'ya böylesine devasa bir terminal yapmaya. Devlet şu kadar zarar edecek, yanlış proje...' Neler söylediler. Açtık, ilk yıl verdiğimiz garantinin üstüne yolcu oldu, 1 milyon da fazla yolcu geldi, üste de para aldık, para almaya devam ediyoruz. Süre bitti, tekrar uzun vadeli kiraya verdik. Devlet düzenli olarak tıkır tıkır parasını alıyor. Bir de güzel tesislere sahip olduk. Yani cepten beş kuruş harcamadan hem havalimanımızı modern hale getirdik hem de yıllık ilave para alıyoruz. Şimdi Ankara yavaş yavaş dış hatlarda da büyüyor, dolayısıyla yeni bir pist ihtiyacı var. Ona da başladık. İleride yeni bir terminal ihtiyacımız da olacak, onun için de yerimiz ayrıldı, duruyor. Orada Yıldırım Beyazıt Üniversitesi var, Çubuk da gelişiyor. Üniversiteye, Ankara'nın merkezinden raylı sistem projeleri tamamlandı. Yetmedi, ayrıca Keçiören Metrosu Kızılay'ın merkezine geliyor. Onun da inşaatı devam ediyor."
Yıldırım'dan Çiçek'e teşekkür
Ankara'da raylı sistemlerin tıkandığını, bu konuda yardımları için eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e teşekkür eden Yıldırım, kendisinin konuyu ısrarla takip ettiğini, bu konuda özel kanun çıkarıldığını hatırlattı.
Ankara metrolarını, artık yapılamayan, kaderine terk edilen projeleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde devraldığını dile getiren Yıldırım, şunları söyledi:
"46 kilometre metro hattını kısa sürede tamamladık, sonra buna 10 kilometre Keçiören de ilave oldu. Daha ihtiyaç var mı? Var. Onların da projeleri yapılıyor, önümüzdeki yıllarda yapılacak. 1-2 ay içinde Ankara'da Sincan-Kayaş arası 'Ankaray' diye tabir ettiğimiz, Başkentray projesi de hayata geçecek. Bu biraz uzadı ama bu projenin yapımından çok mahkemeleri sürdü. Yapım süresi diyelim 2,5 yılsa mahkeme süresi 3,5 yıl sürdü. Nihayet o da bitmek üzere. Bunlar da tamamlandığında artık 'Hızlı tren geliyor, banliyö hattı dursun. Banliyö geliyor, hızlı tren Sincan'da dursun.' işi ortadan kalkıyor. Birçok hat var, bazı yerlerde 6 tane hat oluyor, rahat bir şekilde çalışacak."
"Başkentler misafirler için vitrindir"
"Ankara'ya, baş şehrimize 15 yılda yaptığımız yatırım tutarı 90 milyar lira. Helali hoş olsun. Başka Ankara yok, Türkiye'nin baş şehri, geleceği." diyen Yıldırım, başkentlerin, gelen misafirler için bir vitrindir ve ayna olduğunu belirtti.
Başkentlerin, misafirlerin aynı zamanda ilk karşılaştıkları yerler olduğuna dikkat çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düşünün, insanlar havaalanına geliyor zaten bir hayal kırıklığı yaşıyor. Yola düşüyor, kuzeyden güneye doğru gelirken sağda solda gecekondular, eğri büğrü yollar, 'ya bu ne biçim başkent, bu ne biçim şehir.' Şimdi Allah'a şükür yoluyla etrafındaki kentsel dönüşümüyle muazzam, modern, ülkemize yakışan bir baş şehir. Ankara'ya gelenler bize hayranlıklarını gizleyemiyorlar. Hakikaten Ankara'nın şehirciliği iyi. Sorunları var mı? Tabii ki var ama mühim olan 'sorun var' deyip sızlanmak değil, sorunları torunlara bırakmak değil, sorunların üzerine kararlılıkla gitmek. Bizim yaptığımız bu. 15 yıldır sorunların üzerine gidiyoruz, çözüm üretiyoruz."
Ankara'nın, sağlığın da merkezi olduğunu söyleyen Yıldırım, "Lafla değil, 'sağlık olsun' demekle de sağlık olmuyor. Sadece iki tane şehir hastanesi, 7 bin 500'den fazla yatağı var. Tek başına bunların yatırımı 3 milyar liranın üzerinde. Bunları da yakında hizmete alacağız. Bir tanesi hemen hemen bitti, diğeri de bu sene içinde bitmiş olacak." diye konuştu.
"Şu Elmadağ rampaları bile ne haldeydi hatırlayın"
Ankara'nın 2003'e kadar 466 kilometre bölünmüş yolu bulunduğunu, bunun büyük bir kısmının 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde yapılan Ankara-İstanbul otoyolu olduğunu hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, bunun üzerine 15 yılda 534 kilometre bölünmüş yol ilave ettik ve Ankara'yı komşu olan bütün illerle bölünmüş yollarla bağladık. Şu Elmadağ rampaları bile ne haldeydi hatırlayın. İnsanlar ne kadar azap çekiyordu, o yollarda ne kadar kaza oluyordu. Çok şükür şimdi yaptık, yetmiyor. Bir yap-işlet-devret projesi daha yaptık 115 kilometrelik Ankara'dan Kırıkkale üzerine bir otoyol yapıyoruz. Onu da yakın zamanda hayata geçireceğiz.
Ankara aynı zamanda eğitimin de başkenti. Şu anda 6'sı devlet, 10'u vakıf, 16 üniversite var. Sırada bekleyen 3-5 tane daha üniversite talebi var."
"Hedef, Türkiye'yi parmakla sayılan ülkeler arasına taşımak"
Yıldırım, Türkiye'nin, bir yandan büyüme ve kalkınma, vatandaşının refahı ile gençlerinin ve kadınlarının istihdamını sağlama çabası gösterirken, diğer yandan bir beka mücadelesi verdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle Suriye'deki otorite boşluğu bazılarının iştahını kabarttı. Bölgeden uzaktan gelip yerleşmek isteyen ve kendilerine de terör gruplarını yoldaş alan sözde müttefiklerimiz var. PYD/YPG/PKK ile kol kola terörle mücadele. Bu ne biçim iş? Amerika bunu yapıyor. Diğer yandan 'DEAŞ mücadelesi' diyoruz. Bir bakıyorsunuz DEAŞ'ın önünü açmışlar, yol veriyorlar, silahıyla mühimmatıyla teröristleriyle korumalık yaparak Rakka'dan çıkartıp, başka yerlerden milletin başına bela olsun diye gönderiyorlar. Şimdi onlar Afrin'de. Afrin'de biz onları yok etmek için uğraşıyoruz.
PKK kılık değiştirdi, isim değiştirdi şimdi Afrin'e geldi. Afrin'de kim akıl verdiyse o akılla Türkiye'nin hudutları boyunca bir terör devleti kurmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin başını ağrıtmak için ileride Türkiye'yi meşgul etmek, enerjisini harcaması için büyük bir proje var. Bir yandan bu projeyi akamete uğratıyoruz bir yandan da ülkemizi geleceğe taşıyoruz."
Hedeflerinin Türkiye'yi parmakla sayılan ülkeler arasına taşımak olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu yönde kararlı bir şekilde ilerlediklerini ve bazı sektörlerde bu seviyeye çoktan ulaşıldığını söyledi.
"Biz ekonomimize güveniyoruz"
Yeni sistemin avantajlarına ilişkin açıklama yapan Yıldırım, "Demokrasi kültürümüz daha da gelişecek, zaman kayıplarımız asgariye inecek ve böylece daha fazla enerjimizi ülke kalkınmasına, ülkemizin refahına harcayacağız." diye konuştu.
Yıldırım, 2016'nın sonlarına doğru ABD'de yapılan seçim nedeniyle gelişen ülkelerin kurlarında dalgalanma olduğunu, bu durumdan etkilenmemek için birçok alanda tedbir aldıklarını, yeniden yapılandırmalar yaptıklarını belirterek, "Bir baktık Türkiye ekonomisi şaha kalktı. Büyüme ilk üç çeyrekte yüzde 7'nin altına inmedi. Türkiye için eksi büyüme tahmini yapanlar bu sefer düzeltmek için yarışa girdiler." değerlendirmesinde bulundu.
Bu yıl için de felaket senaryoları yazıldığını aktaran Başbakan Yıldırım, "2018'de Türkiye, dar boğaza girecek, şöyle olacak böyle olacak.' Biz, bu hikayeyi daha önce de dinledik. Biz, ülkemize güveniyoruz, özel sektörümüze güveniyoruz, milletimize güveniyoruz, ekonomimize güveniyoruz. Kim hangi silahıyla hangi aracıyla gelecekse buyursun gelsin. Bu ve buna benzer tehditleri Türkiye çok gördü." ifadesini kullandı.
"Dönün utanç dolu tarihinize bir bakın"
Yıldırım, yeni sistemin en önemli özelliğinin milletin tabanda birleştirmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Yüzde 50'den fazla destek alamayan ülke yönetimine geçemiyor. Bu da ne demektir? Milli hedefler, ülkemizin geleceği uğrunda bazı şeylerden fedakarlık edip, bir araya gelebilmenin şart olduğunu gösteriyor. Bizi bir araya getirecek olan nedir? Bayrağımızdır, devletimizdir, milletimizdir ve 780 bin kilometrekare vatan toprağımızdır. Bunun dışındakiler bizim zenginliğimiz. Yani Arap, Kürt veya başka bir etnik gruptan olmaya biz karar vermiyoruz ama bizi birleştiren değerlerimiz bu topraklarda bize yüzyıllar boyunca hakimiyet kuran değerlerimizdir.
Bugün, bize ders vermeye çalışıyorlar, 'soykırımdan' bize hesap sormaya çalışıyorlar. 'Ermeni soykırımı, 1915 olayları.' Siz bir kere bunu bize soracağınıza dönün, utanç dolu tarihinize bir bakın. Sömürgecilik, soykırım, katliam sizin geçmişinizde var. Önce geçmişteki o kirli hesapları verin, o köle ticaretinin hesabını verin. Yıllarca sömürdüğünüz ülkelerin hesabını verin. Gözünüzü kırpmadan katlettiğiniz milyonlarca insanın hesabını verin de ondan sonra gelin bize böyle bir uydurma istinatlarda bulunun."
"Biz 40 yıldır onların ciğerini biliriz"
Terörle mücadelede çok büyük bir mesafe alındığını vurgulayan Yıldırım, "Bunu gören emperyal güçler, terör örgütünün ismini değiştirerek, başka bir yerden karşımıza çıkarıyorlar. Suriye'de, Kobani'de, Ayn El-Arab'da, Membiç'te, Afrin'de başka kılıkla başka isimle karşımıza çıkarıyorlar ama biz 40 yıldır onların ciğerini biliriz. Kimin ne mal olduğunu çok iyi biliriz. Nereden gelirse gelsinler, canlarına okumayı da biliriz." dedi.
Yıldırım, konuşmasının sonunda bu vatan ve bayrak için Afrin'de, 15 Temmuz'da, İstiklal Harbi'nde, Çanakkale'de şehit olanlara Allah'tan rahmet, gazilere hayırlı uzun ömürler diledi.
(AA)