Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde 11. Kalkınma Planı Tanıtım Toplantısı'na katıldı.
Yıldırım, toplantıda yaptığı konuşmada, dünyanın haksız savaşların bölgesel ve küresel anlaşmazlıkların, doğal afetlerin, ekonomik krizlerin sıkça yaşandığı bir dönemden geçildiğini bildirdi.
Ekonomik ve siyasi ilişkilerin çok karmaşık hale geldiğinin görüldüğünü belirten Yıldırım, küresel ve bölgesel adaleti tehdit eden yeni tehlike unsurları olduğunu, bütün bunlara rağmen Türkiye'nin hem etrafındaki sorunlara çözüm üreten, istikrarsızlaştırılmış ülkelerde kalıcı barış ve çözümü sağlamaya devam ederken, aynı zamanda gelecek için güvenli bir liman olmaya devam ettiğini vurguladı.
Türkiye'nin demokrasisi, güçlü hukuk devleti, kimliği ve ekonomisiyle adeta göz kamaştırdığını aktaran Yıldırım, refah seviyesinin de her geçen gün arttığını, sosyal refahı artırmak, vatandaşların gelir seviyesini de daha fazla yükseltmek için gece gündüz çalıştıklarını dile getirdi.
"Teröristlere hak ettikleri ceza verilecek"
Yıldırım, Türkiye güçlendikçe, millet birbiriyle kenetlendikçe, fesat ve fitne odaklarının saldırılarının da yoğunlaştığının altını çizdi.
Türkiye'yi meşgul etmek, dikkatini ve enerjisini başka tarafa yöneltmek için kurulan tuzakları da birer birer bozduklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Zeytin Dalı Harekatı ile güney sınırlarımıza yönelik tehditleri de bertaraf ediyoruz. Operasyon planlandığı gibi tüm hızıyla sürüyor. Kahraman Mehmetçik'in Afrin çevresinde oluşturduğu cepheler birleşmeye başladı. Pek yakında bütün Afrin alanında teröristlere hak ettikleri ceza verilecek. Orada yaşayan yüz binlerce insan zulümden kurtulacaktır. Terör örgütleri ve onların uzantılarıyla mücadelemiz, terör belası hem yurt içinde hem yurt dışında tamamen sona erinceye kadar sürecek. Teröre destek verenleri, eli kanlı teröristleri besleyenleri tarih önünde utançlarıyla baş başa bırakacağız. Bu milleti tarih boyunca hiçbir güç yolundan çeviremedi, bundan sonra da çeviremeyecek."
İlk günden itibaren kamuda mali disiplini sağlamak adına sıkı bir politika uyguladıklarını belirten Yıldırım, "Bütçe açıklarını azalttık, faizleri düşürdük ve ekonomik istikrarı sağladık. Her yıl büyümeyi sürdürdük. Milletin ödediği vergileri faize değil, yatırıma ve hizmete dönüştürdük. Uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar sonucunda yoksulluk ve gelir eşitsizliğinde kayda değer iyileşme oldu. Bu sayede gelişmiş ekonomilerin dahi derinden sarsıldığı küresel kriz döneminde sapasağlam ayakta kaldık." ifadesini kullandı.
Yıldırım, önümüzdeki dönemde bir taraftan eğitim ve sağlık yatırımlarına devam ederken, diğer taraftan geçmiş yatırımların semeresini de görmeye başlayacaklarını bildirdi.
Eğitim alanında öğretmen niteliklerinin ve öğrenciler arasındaki fırsat eşitliğinin daha da artırılması, mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilmesini mutlaka sağlayacaklarına değinen Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2019 yılı sonunda Türkiye'nin genelinde tekli eğitime geçeceğiz. Bunun adımlarını atıyoruz, çalışmalarını yapıyoruz. Emeklisinden işçisine, çiftçiden esnafa, gençlerden kadınlarımıza kadar bütün toplum kesimlerini kuşatan topyekun bir üretim ve kalkınma hamlesi gerçekleştiriyoruz. Bilim ve teknolojide ilerlemeye yönelik alt yapımızı da güçlendirmeyi, Ar-Ge yatırımını da ihmal etmiyoruz. Halkımızın sağlığını korumak, sağlıklı nesiller yetiştirmek için sağlıkta değişim, dönüşüm ve gelişim aralıksız devam ediyor."
"Ülkemizi dünyayla bütünleştirmeye devam edeceğiz"
Başbakan Yıldırım, 11. Kalkınma Planı ile bilişim, enerji, ulaştırma ve tarım gibi ana sektörlerdeki alt yapı yatırımlarının devam edeceğini, bu sayede daha fazla üretileceğini, daha fazla istihdam ve ticaret yapılacağını vurguladı.
Yıldırım, "Yeni yollar, tüneller, köprüler, demiryolları ve hava limanlarıyla ülkemizi dünyayla bütünleştirmeye devam edeceğiz. Rekabet gücümüzü geliştirmek, ticareti kolaylaştırmak, özellikle e-ticareti yaygınlaştırmak ve transit taşımada ülkemizin etkinliğini daha da artırmak için önümüzde çok büyük fırsatlar var." ifadesini kullandı.
Enerji alanında yerli kaynakların payını artırmaya devam edeceklerine dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
"Rezervlerimizi, yer altı zenginliklerimizi daha çok kullanacağız, böylece cari açığımızın azaltılmasına yoğunlaşacağız. Bu amaca yönelik olarak yenilenebilir enerji yatırımlarına hız vereceğiz. Tarımda toplulaştırma ve sulama başta olmak üzere, verimliliği artıracak ve arazi bütünlüğünü sağlayacak adımları atıyoruz. Hükümetimiz en zor şartlar altında bile günlük hesaplarla hareket etmeyerek, ülkemizin çıkarlarına ve gelecek kalkınma hedeflerine odaklanarak kararlar alıyor. Bu politikaları belirlerken popülizme asla fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Hazırlıkları devam eden 11. Kalkınma Planı da orta ve uzun vadeli hedeflerimizin omurgasını oluşturacak. Vatandaşımızın refah seviyesini her daim daha üst seviyelere taşımanın gayreti içinde olacağız. Demokrasimizi daha dinamik daha güçlü hale getireceğiz. Milletimize huzurlu, güvenli bir gelecek sunabilmek için daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz. 11. Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarımızın ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını dilerken, emeği geçen Kalkınma Bakanlığımız başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum."
Başbakan Yıldırım, ayrıca Türkiye'nin kalkınması, büyümesi ve refahı yakalaması yolunda gösterdiği liderlikten dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını sundu.
"Cumhuriyetin 100. yılına bu planla girilecek"
Yıldırım, 2019-2023 dönemini kapsayacak kalkınma planının diğerlerinden farklı bir özelliğinin Cumhuriyetin 100. yılına bu planla girilmesi olduğunu belirtti.
2023 hedeflerinin izlenmesi, takip edilmesi ve gerçekleştirilmesini sağlayacak bir plandan bahsedildiğine değinen Başbakan Yıldırım, planın bir başka özelliğinin de 16 Nisan 2017'de gerçekleştirilen referandum sonrası cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin de fiilen hayata geçeceği bir plan olduğunu, 2019'dan itibaren de bu planın uygulamaya gireceğini ifade etti.
Başbakan Yıldırım, yeni yasama ve yürütme sisteminin bu planla çalışacağı bir dönemin birlikte yaşanacağını vurgulayarak, ekonomiden adalet hizmetlerine, eğitimden enerjiye, ulaşımdan iletişime pek çok alanda komisyonların kurulduğunu ve uzmanların çalıştığını kaydetti.
Kalkınma Planı için 3 bin 500 kişinin kafa yorduğunu ve yormaya devam ettiğini aktaran Yıldırım, "Bu yılın ortalarında bütün çalışmalar bitmiş olacak, daha sonra da Meclis'e göndereceğiz. Meclisimizin onayından itibaren plan 2019'un başında yürürlüğe girecek. 11. Kalkınma Planı'nın bir başka özelliği de şudur, bu plan hayata geçtiği süre içerisinde dünyada ve Türkiye'de çok önemli değişiklikler yaşanacak." diye konuştu.
"Alın terinden akıl terine dönüşümü yaşıyoruz"
Planın hayata geçmesiyle teknolojideki üretim alışkanlıkları ve insanların yaşam alışkanlıklarında değişiklerin olacağına işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bugün sürücüsüz arabalar artık bir hayal değil, denemeleri yapılıyor. Aynı zamanda Sanayi 4.0 adım adım hayatımıza girmeye çalışıyor. Daha fazla alın terinden daha fazla akıl terine dönüşümü yaşıyoruz. Katma değerli bilgi iletişim teknolojileri ve sanayideki dönüşüm, sanal gerçeklik, büyük veri merkezleri, bütün bu konular 11. planın uygulamada olacağı yıllarda çok konuşacağımız ve üzerinde kafa yoracağımız konular olacak. Bu dönüşümü gerçekleştiremezsek, gelişmiş dünyanın yaşadığı değişimin dışında kalacağız. Tabiri caizse offline ülkeler arasında yerimizi alacağız."
Değişimin vaktinden önce gerçekleştirildiği zaman 2023 hedeflerinin daha rahat bir şekilde karşılanacağını bildiren Yıldırım, bu sayede Türkiye'nin bölgede ve dünyada konumunun da daha güçlendirileceğini ifade etti.
Gelecekte Türkiye'nin dünya nezdindeki itibarının bugünkünden daha iyi seviyelere çıkacağına ve halkın refahının daha çok artacağına vurgu yapan Yıldırım, Türkiye'nin bölgesel istikrar adası olmaya devam edeceğini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, 11. Kalkınma Planı'nın öncelikli hedeflerinden birisinin de milli geliri daha da artırmak olduğunu belirterek, bugün itibarıyla satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi durumuna gelindiğini anımsattı.
Kişi başı milli gelirin satın alma gücü paritesine göre 25 bin doların üzerine çıktığına işaret eden Yıldırım, bununla yetinmediklerini, 2023 hedefinin, dünyanın parmakla gösterilen ülkeleri arasında yeri almak olduğunu belirtti.
Bunu yaparken artan milli gelirin bütün toplumun paydaşları arasında adil dağıtımı, bölgesel kalkınmışlık ve gelir dağılımı farkının da asgari düzeye indirilmesinin öncelikli hedefler arasında olacağını bildiren Yıldırım, "Türkiye ekonomik potansiyeli ve güçlü özel sektörüyle geleceğin lider ülkelerinden birisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Güçlü siyasi irade, güçlü liderlik ve güven Türkiye'nin gücüne güç katıyor. Ülkemizin potansiyelini ve bölgesel dinamiklerini, milletimizin girişimci ruhunu ve üretim kapasitesini harekete geçirerek hedeflerimizi yakalayacağız." diye konuştu.
"El alçak terör saldırıları istikrarımızı bozamadı"
Yıldırım, gelecek dönemde de rekabet gücü yüksek ekonomiyi, kalite ve teknolojik gelişimi öncelikli alanlar olarak belirlediklerini ifade ederek, bugüne kadar uyguladıkları gerçekçi politikalar ve reformlarla istikrarı ve güveni temin sağladıklarını vurguladı.
Başbakan Yıldırım, kalkınma hedeflerinde de daima doğru ve kararlı adımlar attıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu adımları atarken bölgemizde ve dünya genelinde yaşanan siyasi ve ekonomik krizleri vakitlice gördük ve tedbirlerimizi de aldık. En alçak terör saldırıları dahi üretimimizi, kalkınmamızı, istikrarımızı bozamadı. Darbe teşebbüsleri ve ihanetler de bizi yıldıramadı. Aksine bütün şoklara karşı direncimizi daha da artırdık. Birbirimize millet olarak her zamankinden daha fazla kenetlendik. Şimdi de 7'den 70'e biriz, bütünüz, birlikte Türkiye'yiz. İşte bu milli birlik tablosuna bakınca, Türkiye'nin umudunun büyüdüğünü ve geleceğe emin adımlarla yürüdüğünü görüyorum."
(AA)