Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, Türkiye'nin, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinde rolü olduğundan şüphelenilen bazı kişilerin kimliğini tespit ettiğini öne sürdü.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden NYT, 2 Ekim'den bu yana haber alınamayan ve Suudi Arabistan'dan gelen kişilerce öldürüldüğü iddia edilen Suudi gazeteci Kaşıkçı hakkında yeni bir iddia ortaya attı.
Gazetenin haberine göre, Türk yetkililer olaya karışan bazı kişilerin kimliğini belirledi.
Şüphelilerden biri Prens Selman'a çok yakın bir isim
Şüphelilerden birinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a Paris, Madrid, Houston, Boston ve Birleşmiş Milletler ziyaretlerinde eşlik eden ve Prens'e çok yakın bir isim olduğu belirtildi.
Zanlılardan diğer üçünün, Suudi Veliaht Prensi'nin güvenlik detaylarına bakıldığında bu kişilerle yakın bağlara sahip olduğu iddia edildi.
Beşinci şüphelinin ise Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı ve tıp kurumlarında yüksek rütbeli görevlerde bulunan bir adli tıp uzmanı olduğu kaydedildi. Bu ülkede bu tür yüksek pozisyonlara gelebilmek için üst düzey Suudi makamlarla doğrudan bağlantılı olunması gerektiğine dikkat çekildi.
Gazete, aradaki bağı sorguladı
Haberde, "Türk yetkililerin söylediği gibi bu adamlar, Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de ortadan kaybolduğu Suudi konsolosluğunda bulundularsa, orada o gün ne olduğuna ve Prens Muhammed'e doğrudan bir bağlantı sağlayabilirler. Bu, Kaşıkçı'nın Veliaht Prens'ten habersiz bir şekilde, serserilerin düzenlediği bir operasyonda öldüğü iddiasını da ortadan kaldırır. Böyle bir bağ, Beyaz Saray ve ABD Kongresinin bu tür bir açıklamayı kabul etmesini de daha zor bir hale getirir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Türk yetkililerin 15 kişilik bir ekibin, 2 Ekim'de İstanbul'a uçakla geldiği, Kaşıkçı'yı infaz ettiği, vücudunu parçaladıkları ve aynı gün ülkeden ayrıldıklarına dair belgelere ulaştıklarını ve Kaşıkçı'nın konsolosluğa girişinden sonra iki saat içinde öldürüldüğünü söylediklerini öne süren NYT, isimlerinin açıklanmasını istemeyen Türk yetkililerin kendilerine söz konusu 15 kişiden hepsinin Suudi güvenlik yetkilileri, istihbarat ajanları ya da hükümet çalışanları olduğunu ifade ettiğini belirtti.
NYT 5 şüphelinin kimliğine ulaştığını iddia etti
Ayrıca kendi çalışmalarında da söz konusu 15 kişinin Suudi güvenlik servisleri, ordusu ve diğer hükümet organları ile bağları olduğunun teyit edildiğini aktaran NYT, yüz tanıma sistemi yazılımı, halka açık kayıtlar, sosyal medya hesapları, Suudi cep telefonu numaraları altyapısı, Suudi haberleri, sızdırılmış Suudi belgeleri ve Suudi Arabistanlı tanıkları kullanarak birtakım bilgiler topladığını kaydetti.
Buna göre, şüphelilerden biri olan Maher Abdulaziz Mutreb, 2017'de Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçiliğine atanmış bir diplomat ve Suudi Prens'le muhtemelen koruması olarak birçok yeri ziyaret etti.
Suudi kraliyet ailesiyle çalışan Fransız bir profesyonel ise ikinci şüphelinin Prens Muhammed ile seyahat eden güvenlik ekibinin bir parçası olan Abdulaziz Mohammed al-Hawsawi olduğunu ileri sürdü.
Suudi Arabistan'ın basın organlarından birinde, üçüncü şüpheli Thaar Ghaleb al-Harbi'nin geçen yıl Suudi kraliyet muhafızlarında Muhammed'in Cidde'deki sarayını korurken gösterdiği cesaretinden dolayı teğmenliğe yükseltildiğinin yazıldığı aktarıldı.
Muhammed Saad Alzahrani olarak kimliği belirlenen ve başka birisinin pasaportu ile seyahat eden dördüncü şüphelinin de kraliyet muhafızı olduğu iddiasına yer verildi.
Şüpheliler arasında yer alan Dr. Salah al-Tubaigy'nin ise bir otopsi uzmanı olduğu belirtildi.
Olay
Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve aynı zamanda Washington Post gazetesinde yazılar yazan Cemal Kaşıkçı'dan, 2 Ekim Salı günü resmi işlemler için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na gittikten sonra bir daha haber alınamamıştı.
Emniyet kaynaklarınca yapılan değerlendirmede, Kaşıkçı'nın gittiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'ndan bir daha çıkmadığı teyit edilirken, başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul'a gelen ve aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğu, bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndüklerinin belirlendiği kaydedilmişti.
(AA)