Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Özbekistan ve Güney Kore'ye gerçekleştirdiği resmi ziyaretleri AA muhabirine değerlendirdi.
Güney Kore ile Kuzey Kore arasında savaşa evrilecek krizli bir sürecin hemen ardından gerilimi sıfırlayacak bir girişimin başlatıldığını ama bu adımların gerilimi tümden bitireceği anlamı da taşımadığını kaydetti.
İki ülke arasında atılan adımların, nükleer silahlardan arındırılmış bir Kore Yarımadası'nın inşası anlamı taşıyabileceğine işaret eden Dedeoğlu, "Daha önceki tarihlerde de bu tip girişimler oldu ve bunların çoğu akamete uğradı. Ama yine de her şeyin iyi olacağını varsayarak değerlendirmek lazım. Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki gelişmeler, birleşmeden çok başka konular üzerinde uzlaşılmış gibi anlaşılıyor." diye konuştu.
"Yeniden bir savaş sürecinin yaşanmaması konusunda anlaşmaya varıldı"
Dedeoğlu, iki Kore arasında yeniden bir savaş sürecinin yaşanmaması konusunda anlaşmaya varıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Peki bu nasıl olacak? Nedir bu savaşı körüklemeyecek konular? Birincisi; sınırda çatışmalar olabilir, bunlar iki devleti karşı karşıya getirebilir. Zaten sınıra yakın bir bölgede buluştuklarına bakılırsa demek ki sınırdaki birlikler birbirini tahrik etmeyecek. Bir nevi Türk-Yunan uzlaşması gibi bir durum. Ama bundan daha önemli olan şey; her iki tarafta da nükleer silahlar var. Kuzey Kore bunları deneyip durdu. Vardıkları uzlaşma; nükleer silahlardan arındırılmış bir Kore Yarımadası inşası yönünde. Kuzey Kore'nin, Çin'den veya başka bir yerden aldığı nükleerleri gömmesi anlamına geliyor. Ama diğer taraftan Güney Kore'nin ABD menşeli silahlarını ya da ABD üslerindeki veya Güney Kore açıklarında bulunan gemilerde taşınan nükleer silahları geri çekmesi anlamına geliyor.
Bu arada Çin'in devreye girip 'Ben de nükleer silahlardan arınıyorum' demesi, ABD'nin zorunlu olarak böyle bir adım atmasına sebep olur. Üçüncü dünya savaşı çıkarmaya gerek yok. Zaten Kuzey Kore'nin kullanma ihtimali olmayan silahlarından bahsediyoruz. Şöyle ki Güney Kore veya Japonya'ya nükleer füze gönderseydi, bunların mutlaka karşılığı olurdu ve Kuzey Kore haritadan silinirdi. Dolayısıyla zaten kullanmayacak olduğu nükleer silahlar üzerinden bir tür geri çekilme durumu yaratıldı. Her durumda toplumlar arası uzlaşı açısından önemli bir gelişme."
"Erdoğan, nükleer silahsızlanmaya desteğini gösterdi"
Prof. Dr. Dedeoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan ve Güney Kore ziyaretinin bu sürece desteğini göstermesi açısından önemli olduğunu belirtti.
Bu ziyaretin, aynı zamanda Türkiye'nin yakın coğrafyası ile değil, uzak coğrafyalarla da ticari ve siyasi anlamda ilgilendiğinin göstergesi olduğuna dikkati çeken Dedeoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan ve Güney Kore'ye gerçekleştirdiği ziyaret; ticaret, siyaset ve yatırım konularının ötesinde çok daha önemli anlamlar taşıyor. Erdoğan'ın ziyareti; 'Güney Kore, Özbekistan fark etmez biz Orta Asya, Uzak Doğu, Güney Amerika, dünyanın her yerine ulaşan bir ülkeyiz' mesajı içermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Bu ziyaretlerin, Türkiye'nin dünyanın nükleer silahlardan, hatta tüm silahlardan arındırılması sürecini desteklediğini göstermesi açısından önemli olduğu vurgulayan Dedeoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Erdoğan'ın Güney Kore ziyareti; 'Türkiye, silahtan arındırılmış bölgeleri sonuna kadar teşvik ediyor' demektir. Türkiye bunu çok uzun zamandır zaten söylüyordu. Hem kendi sınır bölgeleri hem de Orta Doğu'da nükleer silahları olan ülkeleri ima ederek hem nükleer hem konvansiyonel silahlarla ülkelerin birbirini tehdit etmelerine karşı duruş sergilemiştir. Cumhurbaşkanı da konuşmasında genel olarak silahlanmaya karşı olduğunu belirtti."
"Türkiye'nin bu politikaları uluslararası camiada da olumlu karşılanıyor"
Dedeoğlu, Erdoğan'ın Özbekistan ziyaretinin "Masada somut ne var?" ziyareti olduğunu kaydetti.
Özbekistan'ın dış dünyaya açılma çabaları açısından bu ziyaretin önemli olduğuna değinen Dedeoğlu, "Özbekistan; Rusya ile Çin arasında sıkışmış durumda. Ayrıca terör tehdidi altında. Her ne kadar ortak tarih ve etnik kökenlerimiz aramızdaki diyaloğu kolaylaştırsa da Erdoğan'ın ziyareti, Özbekistan'ın dünyaya açılma çabalarının bir sonucu olarak görülebilir. Türkiye bu ziyareti ile sanırım bu çabayı verdi.
Dedeoğlu, Özbekistan'ın Rusya ve Çin ile ilişkileri iyi, batı ile oldukça sınırlı ilişkileri olduğuna temas ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye bu anlamda Özbekistan için üçünü de temsil ediyor. Türkiye; Rusya ve Çin ile ilişkileri iyi olan, aynı zamanda Avrupa ve ABD'nin de ortağı olan bir ülke olarak Özbekistan'a 'Şimdi gelin iş konuşalım' dedi. Özbekistan ise Türkiye'nin bu tavrını çok pozitif karşıladı. Sanıyorum Özbekistan'ın yeniden yapılanması daha önce Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleriyle olduğu gibi olacak.
Bu, Rusya'yı da ürkütmeyen bir siyaset, bunun da altını çizmekte fayda var. Çünkü bu ülkelerin rejimleriyle ilgili bir tavrı yok. Türkiye 'Biz iş yapmak istiyoruz' diyor. 'Buraya sizin kaynaklarınız için gelmedik' diyor. Bu iki husus, Özbekistan tarafından ilk kez çok pozitif algılandı. Türkiye'nin Güney Kore, Orta Asya veya Şili gibi dünyanın her yerine yönelik bu politikaları uluslararası camiada da olumlu karşılanıyor."
"Güney Kore 'Kanal İstanbul' için iyi bir teklif paketi sunmuş"
Prof. Dr. Dedeoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Güney Kore'de, "Kanal İstanbul projemizde özellikle Kore'nin yer alması bizler için ayrı bir iftihar vesilesi olacak." açıklamasını da değerlendirerek, şöyle devam etti:
"Güney Kore, teknoloji ve alt yapı yatırımlarında rüşdünü ispatlamış bir ülke. Teknik alt yapısı gayet güçlü. Dolayısıyla uygun fiyat verme ile ilgili bir durum söz konusu. Türkiye 'İlla Güney Kore'ye bu işi vereyim' gibi bir çaba içerisinde değil. Bu ticari bir tercihtir sonuç itibarıyla. Anladığım kadarıyla hem teknik koşulları gerçekleştirebilecek yeterliliği olan hem de uygun fiyatlarla yapabilecek partnerler arayışında Türkiye. Bu ziyarette de anladığımız kadarıyla Güney Kore hem teknik olarak hem de fiyat olarak iyi bir teklif paketi sunmuş. Ama Türkiye başka önerilere de açık."(AA)