Rusya kanunen iki hafta içinde yenilenmesi gereken hükümeti konuşuyor; aslında heyecanla tartışıyor desek, yerinde olur. Seçilmiş devlet başkanı, yeni hükümeti oluşturmak zorunda. Fakat bu “yeni” hükümetin eskisinden farklı olacağına dair ümit besleyen kimse de pek yok.
Rusya ilginç bir ülke: Yeni kurulacak hükümetin eskisinden farklı olmayacağı hususunda neredeyse bütün uzmanlar hemfikir olduğu halde, Rusya’nın iç siyaseti “Putin ‘yeni’ derken neyi kastetti” kavgası yapıyor.
Yeni hükümet hakkında Rus uzmanlar ne diyor?
Rusya’nın ve Rusça yayın yapan Batılı basının gündemini meşgul eden olan bu değişim ihtimalini, yine Rusya’nın tanınmış gazetecileri, yazarları ve siyaset uzmanlara sorduk. Moskova’da yaşayan ve Rusya iç siyasetinin nabzını tutan gazeteciler sorularımıza cevap verdi; hem fikirlerini hem de tahminlerini bizimle paylaştı.
Rusya’nın yönetiminde neyin değişmesi gerekiyor sorusuna gazeteci Orhan Cemal, “Rusya’da formalite olarak çok partili görünen, fakat gerçekte otoriter bir rejime sahibiz” diyor. Tarihçi ve siyaset uzmanı Nikolay Sevastyanov ise seçim sonrası Rusya’nın yeni hükümetin ana hatları ne olacak sorusuna, “Putin seçimden sonra radikal iç sorunlarla yüzleşecek” diye cevap veriyor. Özellikle mevcut siyasi sistemde reform yapılırken zor bir süreç yaşanacak” diyen Sevastyanov, “Putin yeni başkanlık döneminde, etnik cumhuriyetlerin federal haklarını kısıtlayacak” diyor. Bu sürecin Dağıstan’da başladığını söyleyen Sevastyanov, federasyon üyelerinin millileşmesine darbe vuracağını düşünüyor. Paralel olarak daha fazla serbestlik verilen bürokrasinin güçleneceğini iddia eden Sevastyanov, “Federal bölgelerde bürokrasinin merkezden emir beklemeden daha aktif olması istenilecek” diye de ekliyor. “Sonuçta bu reform yerel yönetimde yolsuzluğun artışına sebep olacak” diyen Sevastyanov, öngörüsünü “Etnik azınlıkların ayrılıkçı hareketlere yönelmesine sebep olacak” diyerek ifade ediyor.
Yeni hükümet nasıl kurulacak ve hangi değişiklikleri beklemeliyiz sorularına cevap veren Orhan Cemal “Yeni hükümet için üç kanadın kavgası var” diyor: Duma’nın genel sekreteri Vyaçeslav Volodin, Birleşik Rusya Partisi genel başkanı Andrey Turçak ve Cumhurbaşkanlığı İç Siyaset Bölümü başkanı Sergey Kiriyenko arasında ateşlenen rekabeti dengeleyen Putin’in hükumetin devam etmesini sağlayacağını düşünüyor. Dvorkovskiy-Kudrin liberal kanadının da hükümette yer almaya devam edeceğini iddia eden Orhan Cemal’e göre, ABD’nin yaptırımlara hemen cevap vermeyeceğini açıklayan Kremlin, sertleşen Washington-Moskova kavgasında geri adım atmak isterse, hükümette geri giden lokomotifi Dvorkovsky-Kudrin kanadı en iyi şekilde temsil edebilir. “Medvedev’in istifasını beklemiyorum” diyen Orhan Cemal, onun, Putin için tehlike oluşturabilecek bir siyasetçi olmadığını düşünüyor, “Karizması olmadığı gibi, son zamanlarda ismi bir çok yolsuzluk skandalına karışmış ve oy oranı düşük bir siyasetçi” diyor; “Medvedev gerektiğinde halka verilecek kurban da olabilir” diye ekliyor. Orhan Cemal değişikliklerin sadece bilim ve eğitim alanlarında ve çok önemli olmayan bazı bakanlıklarda meydana gelebileceğini öngörüyor. Rusya’nın gelecekte birincil hedefinin yaptırımlardan kurtulmak olacağını söyleyen Orhan Cemal, “Belki de yurt dışında yapılan ‘savaş’ oyunlardan çekilip kendi iç sorunlarına yönelmiş bir Rusya göreceğiz” diyor.
Kurulacak yeni hükümeti değerlendirirken “2013 yılına dönmemiz gerekebilir” diyen Sevastyanov da Rusya’nın jeopolitik arenadan çekilip iç sorunlara odaklanması gerektiğini düşünüyor; “Asgari Suriye’den, azami olarak ise Doğu Ukrayna’dan çekilip Kırım’ı elde tutacak bir siyaset izlenebilir” diyor. “Batı bu adımı kabul ederse yaptırımlar kalkar ve ülke rahatlar” diyen Sevastyanov, aksi taktirde yaptırımlar yüzünden zora giren ülkenin başkanı olarak Putin’in oylarının da hızla düşeceğini düşünüyor. Düşen oyları yükseltmek için bütün imkanların zorlanacağını öngören Sevastyanov “Kırım’ın ilhakının aynısının Kuzey Kazakistan’da tekrarlanması bu oy yarışın en basit sonucu olur” diye ekliyor.
Moskova’da yaşayan ve genel olarak devleti merkezden izleyen uzmanlar, 7 Mayıs sonrası kurulacak yeni hükümette yeni yüzlerin olmasına pek ihtimal vermiyor, fakat yeni yüzler olursa da bu yüzlerin arkasındaki güç dağılımında bir değişiklik beklemiyorlar. Uzmanlar, Rusya’nın ABD ve genel olarak Batı’yla yaşadığı zor döneminden çıkmak için, daha çok iç sorunlara yönelerek dışarıda ılımlı bir tutum sergileyeceğini iddia ediyor. Putin de seçildikten sonra iç sorunlara çözüm vurgusu yapmış, hatta dışarıya “hadi barışalım” mesajları vermişti. Ama Batı-Rusya ilişkileri her yumuşamadan sonra daha da sert restleşmelere sahne oluyor. Burada Rusya’nın jeopolitik hamlelerini tahmin etmenin hayli zor olduğunu ve giderek daha da zorlaştığını söylemek yerinde olur. Fakat içeride Rusya’yı yeni yönetim sistemi reformlarının beklediği, herkesin hemfikir olduğu bir gerçek.
Moskova’daki, merkezdeki uzmanların fikirleri sorup Rusya’nın etnik cumhuriyetlerine kulak vermemek mümkün değil. Rusya’da güçlü bir merkezi yönetim olsa da taşra da önemli. Özellikle Tataristan ve Kuzey Kafkasya, Moskova’nın bir taraftan elde tutmak için enerji harcadığı, diğer taraftan ise bazı görevleri delege ettiği unsurlar. Tataristan Türk dünyasına açılan kapı haline gelirken, Çeçenistan Arap-Sünni Ortadoğu’ya ve Körfez’e aralanmış bir kapı.
Kuzey Kafkasya’yı yakından takip eden kavpolit.com sitesinin onursal genel yayın yönetmeni olan Maksim Şevçenko son seçimlerde başkanlık seçimlerde ikinci olan Grudinin’in başdanışmanlığını yapmıştı. Kavpolit.com’un şimdiki genel yayın yönetmeni Beslan Uspanov Rusya’nın siyasi gündemini işgal eden yeni hükümet tartışmalarını değerlendirmesini istediğimizde, asıl entrikanın “Medvedev gider mi, yoksa kalır mı” meselesinde olduğunu söylüyor. “Başbakan Medvedev’e yakın olan oligarklar ve bakanlar, son dönem ağır darbe yedi. Dağıstanlı Magomedov kardeşlerin tutuklanması, ekonomi bakanı Ulukayev’in rüşvetten hapis cezası alması ve Navalny’ın ortaya çıkardığı yolsuzluk skandalları hep Medvedev’i vurdu” diyen Uspanov, bu gelişmelerin başbakanlık koltuğu için yapılan yarış olarak görülebileceğini söylüyor. Kulislerde başbakanlığa uygun adaylar olarak Rosneft CEO’su İgor Seçin ve Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin adlarının öne çıktığını ekliyor. “Fakat Sobyanin daha önce başbakan olmayacağını açıklamıştı” diyen Uspanov, Seçin’in ise Rusya’da Putin’den sonra iki numaralı siyasetçi olduğunu söylüyor. “Bu durumda Seçin ikinciliği resmileştirmek isteyebilir” diye ekliyor. “Bu favori isimlerin dışında aday olarak öne çıkan farklı isimler de var” diyor Beslan Uspanov, “Mesela Aleksey Kudrin ve Savunma Bakanı Şoygu. Hatta genç bir teknokrat olan Denis Manturov’un da aday olarak adı anılıyor”.
Yeni veya eski başbakanın başında olacağı bir hükumeti neler bekliyor sorusuna cevap veren Beslan Uspanov, Rusya’nın zor bir süreçten geçtiğinin altını çiziyor: “ABD’nin yaptırımları bizi etkilemiyor havasında yapılan açıklamalar olsa da, bu yaptırımların ağırlığı, Rusya’da hissediliyor”. Putin’in geçmiş başkanlık dönemi hep dış siyasete odaklandığı için içeride çözülmeyen ve çözülmeyi bekleyen ciddi problemlerin biriktiğini söyleyen Uspanov, “Putin içeriye yönelik mesajları vermişti; ama ne tür çözümler sunacağı ve hangi adımları atacağı anack yeni bakanlar kurulu oluşunca belli olacak” diyor. İkinci plan bakanlıklar olarak bilinen bölgesel kalkınma bakanlıklarında pek değişim beklemediğini söyleyen Uspanov, daha çok var olanın optimize edileceğini düşünüyor. Hatta en bu durumda Kuzey Kafkasya Bakanlığının ilga edileceğini, bunun sebebinin ise bu bakanlığa bağlı kamu şirketlerinin karıştığı yolsuzluk skandalların olabileceğini ekliyor.
Rusya Federasyonu’nun en gelişmiş cumhuriyeti Tataristan’dan durumun nasıl göründüğünü anlamak için Ulyanovsk’ta yaşayan siyaset uzamanı Denis Korkodinov’a yeni hükümetten neler beklediklerini sorduğumuzda, Korkodinov’un da diğer uzmanlar gibi, ABD’nin uyguladığı yaptırımların iç siyasete yankılarının olacağını düşündüğünü görüyoruz. Peskov her ne kadar hükümetin kuruluşunda dış baskılar etkili olmaz dese de, yaptırımların etkisinin olacağını söylüyor. “ABD’nin baskıları iç siyaseti etkilemeyi hedefliyor” diyen Korkodinov, bunun kısmen de olsa başarılı olacağını öngörüyor. Kremlin’in Batı’nın baskılarıyla ekonominin zorlandığını anlamadığını düşünen Korkodinov, yeni hükümette liberal kanat olarak bilinen Kudrincilerin ağırlıkta olacağını söylüyor. “Liberallerin hükümette çoğalması, iç siyasette muhaliflere de bir işaret olacak, onlara “milli hükümet” için hazırız mesajı verilecek; fakat bu hamlenin halk açısından bir önemi olmayacak” diyen Korkodinov, “Halk da artık çok hızlı bir değişim beklemiyor” diye ekliyor. Putin’in oylarının seçimden sonra hızla düşmeye başladığını söyleyen Korkodinov, Ermenistan örneğini anarak, Medvedev’in popüler olmayan bir başbakan olduğunun altını çiziyor ve yeni dönemin başbakanı olarak Medvedev’in adının son sırada olduğunu düşünüyor. Bu durumda, başarılı olan bölgesel yöneticiler federal merkezde kurulacak bakanlar kurulu için devreye girebilir diyor. Mesela Tataristan’ın genç ekonomist potansiyelinin güçlü olduğunu söyleyen Korkodinov, federal merkeze kendi bürokratlarını göndermek için Tataristan’ın bir şans elde etmiş olduğunu da ekliyor. Korkodinov bu durumda ortaya çıkacak tek sorunun Moskova ile Tataristan arasında imzalanmamış federal anlaşma olduğunu hatırlatıyor. Korkodinov’a göre Moskova, metropollere eskisi gibi serbestlik vermek istemiyor, ama yetişmiş uzman karşılığında her iki tarafı de kısmen memnun edecek yeni bir anlaşmanın ortaya çıkabileceğinin altını çiziyor.
Federal medyada ve Batılı Rusça medyada çıkan haberlere kulak verdiğimizde, sanki Batı’da Kudrin kanadının yeni kurulacak hükümette ağırlıklı olmasını istiyor gibi görünüyor. Hatta süreci takip ederken ve uzmanlarla konuşurken oluşan izlenimleri aktarmak gerekirse, sanki Kremlin ve Batı, medya üzerinden sıkı bir pazarlığa girişmiş gibi duruyor. Medya ortaya bir iddia atıyor; Peskov üzerinden Kremlin bu iddiaya olumlu veya olumsuz yaklaştığını açıklıyor. Fakat fikir alışverişinde bulunduğumuz uzmanlar gibi biz de şu konuda hemfikiriz: Ekonomi kanadı daha liberal olacak, ama savunma bakanlığı gibi devletin güvenlik güçlerinin başına gelecek insanlar daha şahin. Bu süreçte Orhan Cemal'in de belirttiği gibi, Putin bir denge hükümeti oluşturacak ve bu dengelerin hassas terazisi hep Putin’in elinde olacak. Sovyetlerden miras kalan bu sistem artık çağa ayak uyduramadığı için, Putin ayrıca yeni dönemde devletin bürokratik sisteminde reform uygulayacak. Putin’in geçmiş döneminde yetiştirdiği ve yetiştirmeye devam ettiği yeni nesil bürokrat kadroyu sisteme yeni bir kan olarak enjekte etmeye başlayacağını tahmin etmek mümkün. Dış siyaset ve jeopolitik meselelerde sert söylemler benimsese de Rusya eyleme geçmekte aceleci davranmayacak. “Hasta adam” olarak algılanan Rusya’ya kan nakli yapacak olan Putin, dışarıdan gelen müdahalelere karşı zaman kazanmak istiyor. Bunu başarır mı bilinmez; fakat hastanın kanıyla verilen kanın uyuşmama ihtimali yüksek.
(AA)