Başbakan Binali Yıldırım, "Şunu herkes bilmelidir; biz kimsenin düşmanı değiliz ama bizim toprak bütünlüğümüze, ay yıldızlı bayrağımıza, 780 bin kilometrekare toprağımıza, 81 milyonun kardeşliğine göz dikenin gözünü de çıkarmayı biliriz." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Gaziemir ilçesinde Allianz İzmir Kampüs'ün açılışında yaptığı konuşmada, 100-120 milyon liralık yatırımın sosyal yaşam alanlarıyla çok modern bir tesis olduğunu belirterek bu yatırımın ülke ekonomisine, sigortacılık sistemine hayırlı olmasını temenni etti.
İzmir'e iş, aş sağlayan herkesin başları üzerinde yeri olduğunu vurgulayan Yıldırım, her yapılan yatırımın Türkiye için kalkınma, iş, refah anlamına geldiğini ifade etti.
24 Haziran seçimleri
Toplumsal ve siyasi uzlaşıyı gözeterek bir seçim kararı aldıklarını kaydeden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Aslında 1,5 yıl daha seçim yapmayabilirdik. Fakat seçim gönüllerden ağızlara gelince, sokağa inince yapacak bir şey yok. İşi uzatmamak lazım. Defalarca 'seçim zamanında yapılacak' dememize rağmen siyasi partilerimizin bazıları 'hemen seçim, derhal seçim' söylemlerini sürekli devam ettirdiler. Tabii yatırımcı için öngörülebilirlik herşeyin önünde gelir. Seçim lafı ortada dolaşmaya başladı mı herkes vites küçültür, beklemeye geçer. Bundan kim kaybeder? Ülke kaybeder. Onun için bu meseleyi gündemden çıkarmaktan başka çare yok. İnşallah 24 Haziran'da ülke olarak, millet olarak sandığa gideceğiz, demokratik hakkımızı kullanacağız, ülkenin gelecek 5 yılını yeniden başlatmış olacağız. Bu seçimin bir özelliği var, bir yeniliği var. İlk defa, değişen anayasamıza göre, iktidar sandıkta seçmen tarafından belli oluyor, belli ediliyor. Önceki dönemlerde parlamenter sistemlerde vekiller seçilir ama ülkenin kimin yöneteceğine karar vermezdi. Aklındaki seçtiği Ankara'ya gidince iktidar olmadığını görünce hayal kırıklığına uğrardı. Şimdi işi kaynağında hallediyor, vatandaş sandıktan ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçiyor kendisini temsil edecek vekilleri de seçiyor, Ankara'ya iş bırakmıyor. İşte bu demokrasinin en olgun şeklidir. Demokrasinin kurullarla, vasıtalarla değil doğrudan vatandaşın eliyle ülke yönetimine taşınmasıdır."
Türkiye'de sigortacılığın yavaş yavaş geliştiğini, bu konuda Türk milletinin batı toplumlarına göre farklı düşünceleri olduğunu ifade eden Yıldırım, "Biz Allah kerim birşey olmaz deriz, yolumuza devam ederiz." ifadelerini kullandı.
"Gözlük kırılınca satıcıya hak verdim"
1990 yılında İsveç'te numaralı gözlük aldığını, parasını ödeyecekken satışı yapan bayanın 'Sigorta ettirmek istiyor musunuz' dediğini, sigorta yaptırması halinde 40 kron verip ürüne bir şey olması halinde yenisini alabileceğini söylediğini, kendisinin de bunu kabul etmediğini anlatan Yıldırım, "İki gün sonra bizim gözlük düştü kırıldı. Bu sefer satıcıya hak verdim. Bu bir planlama işidir. Binbir zahmetle elde edip biriktirdiğiniz parayla birşey alıyorsunuz sonra onun başına bir iş gelince artık bir daha toparlayamıyorsunuz. Ama sigorta olursa ne oluyor, 'aman ne oldu, araba kaza mı yaptı, yolda mı kaldı, çalındı mı' huzurunuz kaçıyor uyku yok. O halde sigortacılık öyle birşey. Havaya boşuna verilen para gibi gelebilir, keşke hiç ihtiyacınız olmasa ama ihtiyacınız olduğunda da yanınızda olunca keyfiniz kaçmaz, düzeniniz bozulmaz. Bak sizin reklamınızı bu kadar kimse yapamaz, bu kadar anlaşılır reklamınızı da yapamazsınız, üstelik de bedava." diye konuştu.
İzmir'in her şeyin en güzeline layık olduğunu, kente taş üstüne taş koyanın başları üzerinde yeri olduğunu vurgulayan Yıldırım, 2011'den beri bilfiil İzmir'de olduğunu, göreve başladığı andan itibaren de kentte olduğunu, ile çok güzel hizmetler yaptıklarını anlattı.
İzmir'in Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi, İstiklal Harbinin başladığı, savaşın zaferle noktalandığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün arkadaşlarının bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni ilan ettiği ilklerin şehri olduğunu ifade eden Yıldırım, ülkeyi güzel bir gelecek beklediğini kaydetti.
Allianz'a, küresel yatırımcılara Türkiye'yi tercih ettikleri için teşekkür eden Yıldırım, "Bu Türk-Alman kadim dostluğunun da bir göstergesidir." dedi. Bu açılışı Almanya ziyaretinde teklif ettiklerinde arkadaşlarının 'Efendim bina açılışı, gitsek mi gitmesek mi' dediklerini, kendisinin de İzmirli bir hemşehrilerine iş, aş sağlayan olması halinde gece gündüz gideceğini söylediğini anlatan Yıldırım, onun için bugün burada olduklarını söyledi.
Türkiye'nin son 15 yılda 191 milyar dolar doğrudan yatırım aldığı bilgisini veren Yıldırım, 2000 yılından önceki 15 yılda bu rakamın 14 milyar dolar olduğunu ifade ederek, "Türkiye boşuna durup dururken 3 kat büyümedi. İşte bu yatırımlarla büyüdü. Küresel, yerli yatırımcı için ne fedakarlık gerekiyorsa yapacağız. Çünkü daha çok iş yerlerine, istihdama ihtiyacımız var, daha çok üretime ve refaha ihtiyacımız var." dedi.
"Göz dikenin gözünü de çıkarmayı biliriz"
Türkiye'nin terörle mücadelesine de değinen Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bugün ülkemizi bölmeye parçalamaya çalışanlara gereken dersi hem içeride hem dışarıda veriyoruz. Bazı dost bildiğimiz ülkeler maalesef Suriye, Irak sınırımız boyunca bir terör çemberi oluşturmaya çalışıyor ama yanlış hesap yaptılar. Fırat Kalkanı'yla, Zeytin Dalı Harekatı'yla onların bu çemberini kırdık, hayallerini de yerle bir ettik. Şunu herkes bilmelidir. Biz kimsenin düşmanı değiliz ama bizim toprak bütünlüğümüze, ayyıldızlı bayrağımıza, 780 bin kilometrekare toprağımıza, 81 milyonun kardeşliğine göz dikenin gözünü de çıkarmayı biliriz. Bunu da herkes bilsin. Bu ülkenin bugünlere gelmesinde canını seve seve veren bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum."(AA)