Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lesoto Dışişleri ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Lesego Makgothi ile Dışişleri Resmi Konutu'nda düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye ve Lesoto'nun dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez bir araya geldiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afrika açılımı politikasının Afrika ile ortaklık politikasına dönüştüğünü belirtti. Türkiye'nin, Afrika Birliğinin önemli stratejik ortaklarından biri olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Afrika'da etkinliğimiz ve görünürlüğümüz her geçen gün artıyor. Büyükelçilik sayımız 41'e çıktı. Önümüzdeki süreçte Lesoto'ya da büyükelçilik açmak için Bakanlar Kurulu kararımız çıktı. Afrika'da inşallah bu sayıyı 50'ye çıkarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
TİKA'nın 21 bölge ofisi olduğunu, Lesoto'da da projeler düzenlediğini dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, Yunus Emre Enstitüsünün ve THY'nin birçok destinasyona uçuşlarıyla Afrika'da faaliyetleri olduğunun altını çizdi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afrika ile eşit ortaklık politikasının "kazan-kazan" ve Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler üretilmesi anlayışıyla güçlendiğini vurguladı.
Bugünkü temaslarda ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve karşılıklı ticaretin nasıl artırılabileceğinin ele alındığını kaydeden Çavuşoğlu, "Bugün anladım ki Lesoto yatırımlar bakımından önemli imkanlar sunuyor." diye konuştu.
Türk firmalarının Afrika'da önemli yatırımlar yaptığına dikkati çeken Çavuşoğlu, özellikle tekstil, baraj ve elektrik üretimi konularında yatırım fırsatları olduğunu belirtti.
İki ülke arasında siyasi istişare mekanizması kurulmasına ve diplomatların eğitim alanında iş birliğine ilişkin mutabakat muhtırası imzalandığını hatırlatan Çavuşoğlu, Lesoto ile istişareleri daha düzenli bir şekilde sürdüreceklerini ve iki ülkenin diplomasi akademileri arasında da iş birliği olacağı bilgisini verdi. Bugüne kadar 6 Lesotolu genç diplomatı ağırladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, gelecek süreçte her iki ülkede diplomatlar için özel programlar düzenleneceğini de ifade etti. Çavuşoğlu, TİKA'nın bu bölgedeki eğitim programlarına da destek vereceklerini anlattı.
Mevkidaşı ile gelecek süreçte imzalanacak anlaşmaları da gözden geçirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, iki bakanlık arasında bilişim teknolojileri ve dijital arşiv projesi konusunda da bir mutabakat zaptı imzalamak istediklerini ve böylece ilişkilerin hukuki altyapısını güçlendireceklerinin altını çizdi. Çavuşoğlu, ilk resmi ziyaret olsa da iki tarafta da ilişkileri güçlendirme kararlılığı bulunduğuna işaret ederek, "Lesoto'yu eşit bir ortak olarak görüyoruz ve önümüzdeki dönemde de kendilerini desteklemeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile dün yaptığı telefon görüşmesine ilişkin soru üzerine, bugüne kadar aynı dönemde, birlikte çalıştığı ve sonra görevinden ayrılan hemen hemen tüm dışişleri bakanlarını arayarak, iş birliğinden dolayı teşekkür ettiğini söyledi. Bunun bir vefa olduğu değerlendirmesinde bulunan Çavuşoğlu, Tillerson'u da bu nedenle aradığını belirtti. Çavuşoğlu, "İlişkilerimizin kritik bir süreçten geçtiği dönemde, özellikle de bizim beklentilerimiz karşılanmadığı için daha önceki yıllara göre zor olan bir süreçte Tillerson ile birlikte çalıştık. Çok kez görüş ayrılığına düştük, bu da doğaldır. Ama zor şartlarda birlikte çalışmak bazen şahsen de insanları yakınlaştırıyor. En son Ankara ziyareti ve vardığımız bir anlayış ve bunun devamı için çalışmalar yürütülüyor. Kendisine bu süreçteki iş birliği ve şahsi dostluk için de teşekkür ettim ve bundan sonraki hayatında başarılar diledim. Yani dünkü telefon görüşmesi insani bir görüşmeydi." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, Tillerson ile söz konusu ziyareti marjında oluşturulan çalışma gruplarının sonuç getirmesi ve uygulamaya geçilmesi konusunda temennilerini de dile getirdiklerini, mevkidaşının, bu sürecin dışarıdan da olsa takipçisi olacağını söylediğini aktardı.
"Ne yaptığını, ne istediğini bilmeyen bir AB var"
Mevlüt Çavuşoğlu, Varna'da 26 Mart'ta yapılacak Türkiye - Avrupa Birliği (AB) zirvesinin sorulmasına karşılık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en son Brüksel ziyaretinde AB ile bir yol haritası belirlediklerini hatırlattı. Yol haritasının uygulanması anlamında olumlu adımlar atılmasının yanı sıra adım atılmayan konular olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, iki taraf da birbirinden beklenti içindeyken nelerin olup nelerin olmayacağını bilmek gerektiğini söyledi. Türkiye'nin isteğinin bugüne kadar varılan anlaşmaların uygulanması olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Üyelikle ilgili şu anda AB'den bir beklentimiz de yok ama bunun sebebi biz değiliz. AB'nin genişlemeyle ilgili ve Türkiye'ye yönelik takındığı tavırdan dolayı bir beklenti içinde değiliz bugün itibarıyla. Ne yaptığını, ne istediğini bilmeyen bir AB var. Bizimle ilişkilerinden bağımsız olarak AB'nin tüm politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyoruz." ifadelerini kullandı.
AB'nin ilk 12 kurucu ülkeye dönmesi konusunda da ciddi görüş bildiren ülkeler olduğunu anlatan Çavuşoğlu, Birliğin ciddi bir gözden geçirmeye, reforma tabi tutulması gerektiğini kaydetti.
Türkiye ile AB arasında vize serbestisi, göç anlaşması, AB'nin taahhütleri konularının muhakkak gündeme geleceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Gerçekçi ve uygulayabileceğimiz yeni bir yol haritası belirlersek ve yapamayacaklarımızı bir parantez içine alıp gerçekleştirebileceğimiz konularda karşılıklı adımlar atarsak belki ilişkilerin daha sağlam bir zemine oturmasına da katkı sağlarız." dedi.
"Anlaşma değil, anlayış"
Bakan Çavuşoğlu, ABD ile Türkiye'nin PYD/YPG'nin Fırat'ın doğusuna çekilmesine ilişkin bir anlaşmaya varıp varmadığına ilişkin, "Öncelikle şu 'anlaşmaya vardık' sözünü bir netliğe kavuşturmamız gerekiyor. Bunları defalarca gerek sohbetlerimizde gerekse açıklamalarımızda vurguladık. 'Bir anlayışa vardık' diyoruz. Bu anlayış da, Suriye'nin, özellikle Münbiç ve Fırat'ın doğusunun istikrara kavuşturulması. Bunu kimle yapacağız, ABD ile. Bunu Tillerson'ın Ankara ziyaretinde de söyledik. Bir anlaşmaya vardık demedik. 'Anlayışa vardık.' O gün basın toplantısında da 'anlaşma' dedim, sonra 'anlayış' diye düzelttim." diye konuştu.
Çavuşoğlu, "ABD ile, üç tane çalışma grubu, komisyon kurulması konusunda da mutabakata vardık. Bu çalışma gruplarının amacı belli. Bir tanesinin amacı, Münbiç'ten başlayarak Suriye'nin belli bir bölümünü istikrara kavuşturmak. Bu nasıl olacak? Burada bir çerçeve var, yine anlayış var. Öncelikle buralardan YPG çekilecek. Münbiç'ten örneğin, çekilecek. Buraları kim yönetecek, buraların güvenliğini kim sağlayacak bu konularda birlikte çalışacağız." dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığında görev değişimi olmasaydı 19 Mart'ta ABD'ye gitmiş olacağını hatırlatan Çavuşoğlu, "O zaman bu yol haritası konusunda son noktayı koymuş olsaydık anlaşma sağlanmış olacaktı. Burada arkadaşlarımız çalışmalarını yaptılar. Ama son noktayı bizlerin koyması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın'ın ABD'yi ziyaret edeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu süreçte netice itibarıyla en son noktada bu çalışma grubunun yol haritasını biz eğer bir mutabakata bağlarsak o zaman 'anlaştık' diyebiliriz. Şimdi bir 'anlayış' var. Amerikalıların da teklifi var. Sadece Münbiç yeterli mi? Hayır. Münbiç'ten önce YPG çıkacak ve burayı istikrara kavuşturacağız. Münbiçli insanlar burayı yönetecekler ve buranın güvenliğini onlar sağlayacaklar. Biz onlara yardım edeceğiz. Münbiç modelini diğer yerlerde de, şu anda YPG'nin kontrol ettiği her yerde uygulayacağız."
Türkiye'nin sınırlarının ötesinde terör örgütlerini görmek istemediğini, bölgenin istikrara kavuşabilmesi için YPG'nin bölgede olmamasının elzem olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Kürtlerin yaşadığı şehirlerden Kürt kardeşlerimiz ayrılsın demiyoruz. Buralarda YPG olmayacak diyoruz. Bu süreçte Münbiç'ten sonra da sıra diğer şehirlere gelecektir. Sadece Münbiç ya da sadece YPG'nin Münbiç'ten çekilmesi yetmez. Bu çalışmalar Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğü bakımından da önemli çalışmalar olacak." dedi.
(AA)