Türkiye'nin Afrin'de terör örgütleri PYD/PKK ile DEAŞ'a karşı yürüttüğü operasyonu durdurma çağrısında bulunarak büyük tepki çeken Avrupa Parlamentosu (AP), özellikle dış politika konularında sadece danışma rolü üstlenmesi ve bu bağlamda aldığı kararların bir bağlayıcılığı bulunmamasıyla dikkati çekiyor.
AA muhabirinin AP'nin işleyişi, yetkisi ve aldığı kararlara ilişkin derlediği bilgiler, parlamentonun esasen birçok tartışma yürüterek ve karara imza atarak "çok gürültü" yaptığını ancak bir etkisi olmadığını ortaya koyuyor.
AP üyeleri siyasi ajandalarına hizmet ediyor
Avrupa Birliği'nin (AB) doğrudan halk tarafından seçilen üyeleriyle faaliyet gösteren tek organı AP, beş yılda bir yapılan seçimler sonucunda görevlendirilen 750 üyesi ve bir başkanıyla görev yapıyor. Üyeler, ülke çıkarlarına değil, seçimlerde oy topladıkları vatandaşların siyasi görüşlerine hizmet ediyor. Bu nedenle siyasi görüşlerine göre gruplar oluşturan üyeler, parlamentoda 8 farklı siyasi grupla temsil ediliyor.
Parlamentodaki sekiz siyasi grup Hristiyan Demokratlar olarak da anılan ve AP'nin en eski ve en büyük merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalist Demokratlar Grubu, Avrupa Liberal ve Demokratlar Müttefiki, Yeşiller Grubu, sağcı Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler Grubu, aşırı solcu Avrupa Birleşik Solu, Avrupa Liberal ve Direk Demokrasi Grubu ve Uluslar Avrupası için Birlik Grubu'ndan oluşuyor.
Bu grupların genellikle sol ve sağ olarak ayrışan siyasi ideolojileri, tartışma ve kararların içerik ve sonucunu belirliyor. Üyelerin siyasi nitelikli ajandalarına hizmet etmek için yürüttüğü ideolojik girişimler ve aldıkları kararların ise zaman zaman birliğin temel uluslararası politikalarıyla çatıştığı ve hasara yol açtığı görülüyor.
AP'de koltuklar üye ülkelerin nüfus yoğunluğuna göre dağıtılıyor. En fazla koltuk sayısı Almanya, Fransa ve birlikten çıkma müzakereleri yürüten İngiltere'ye verilirken, en az koltuk sayısı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Malta ve Estonya'da bulunuyor.
Brüksel'de bulunan AP binasında komite toplantılarını yapan üyeler, her ay Strazburg'da Genel Kurul toplantılarında bir araya geliyor. Parlamentonun Lüksemburg'da da bir sekretaryası bulunuyor.
Kararlarının bağlayıcılığı yok
Avrupa Konseyi ile yasama yetkisini paylaşan parlamentonun esasen sadece AB bütçesi üzerinde tam yetkisi bulunuyor. AB bürokrasisi çerçevesinde konsey ve komisyonu denetleme, komisyonu seçme ve devirme yetkisine sahip AP'nin devirme yetkisini ise hiç kullanmamış olduğu görülüyor.
Karar alma yetkisi de olan AP'nin üyelerinin siyasi iltisakları sonucu hemen hemen tüm kararlarının siyasi nitelikli olduğu ve birçoğunun üye devletler üzerinde hiçbir bağlayıcılığı olmadığı ön plana çıkıyor.
Oy kazanmak için siyasi manevralara sık sık başvuran AP üyeleri, en son 2014 yılında yapılan parlamento seçimleriyle göreve atanmış bulunuyor. Üyelerin son dönemde özellikle siyasi anlamda tartışmalı konularda oturumlar yürütme ve karar çıkartma girişimlerini, gelecek yıl düzenlenecek seçimler ışığında değerlendirmek gerekiyor.
"AP, hepiniz tümüyle rezilsiniz"
Parlamentoda karar tasarıları ve raporlar genelde 30-40 üyenin katıldığı oturumlarda görüşülüyor. Oylamalara katılmayan üyelerin ücretleri kesildiği için, oylama sırasında Genel Kurul salonu kalabalıklaşıyor. Karar tasarısı ve raporların içeriğinden çoğunlukla habersiz olan üyelerine, grup yöneticileri veya tasarıyı kaleme alan parlamenterlerin, el işaretiyle ne yönde oy vereceklerini bildirdiğine sıklıkla rastlanıyor.
Öyle ki geçen sene AP Kuruluna konuşma yapmak için giden AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in oturuma sadece 30 civarında üyenin katılması sonucu AP'ye yönelttiği "hepiniz tümüyle rezilsiniz" eleştirisi, birlik genelinde hala yankısını sürdürüyor.
Çok sayıda bağlayıcılığı olmayan karara imza atıyor
AP'nin 2014'de başlayan yasama döneminde şimdiye kadar 831 bağlayıcılığı olmayan karara imza attığı görülüyor. Parlamentonun çok farklı konularda ve yüksek sayılarda öneri nitelikli kararlar vermesinin, hem kararların içeriğini zayıflattığı hem de verilen kararların etkisini azalttığı değerlendiriliyor.
AP’de Türkiye saplantısı
Türkiye'ye yönelik özellikle son dönemde olumsuz bir tutum takınan AP'nin, ülke hakkında da çok fazla tavsiye kararı yayınlaması dikkati çekiyor.
Örneğin, Türkiye'deki darbe girişiminin ardından 2016 yılının ekim ayında aldığı bir kararla darbe girişimiyle bağlantısı olduğu için tutuklanan "gazetecilerin serbest bırakılmasını" isteyen AP, aynı yılın kasım ayında kabul ettiği bir kararda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasını talep etti. AP, daha sonra 2017 temmuz ayında aldığı bir kararda da müzakerelerin askıya alınmasını istedi. Aynı ay aldığı başka bir kararda Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin yapımına dair planlarını durdurması çağrısında bulundu.
Bu yılın şubat ayında kabul ettiği bir kararda ise Türkiye'nin terör propagandası yapan kişilere uyguladığı hukuki yaptırımların iptalini ve OHAL'in kaldırılmasını isteyen AP, aynı kararda Türkiye’de terör faaliyetleri ve örgüt üyeliği nedeniyle tutuklanan veya hapse mahkum edilen kişilerle dayanışma çağrısında bulundu. Gene aynı ayda çıkardığı başka bir kararda Türkiye'deki Süryani kiliseleri için taleplerde bulundu.
Türk bakanların AB ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşları ile bir araya gelip, Türk elçiliklerini ziyaret etmelerinin engellenmesine ses çıkarmayan AP'nin aldığı her kararda “ifade özgürlüğü”, “demokratik haklar”, “toplanma ve gösteri özgürlüğü” gibi maddelere yer vererek Türkiye’ye ders vermeye çalıştığı görülüyor.
Öte yandan Türkiye hakkında rapor ve karar tasarısı hazırlayan AP üyeleri, bir yandan her fırsatta “Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığını” vurgularken, diğer yandan da özellikle terörle mücadele, kalkınma, eğitim ve sosyal alanda uygulamaya koyduğu girişimlerden vazgeçmesi çağrısında bulunuyor.
(AA)