Suriye'nin Deyrizor bölgesindeki köylerin, terör örgütü YPG/PKK tarafından işgal edilmesinin ardından, Türkiye'ye sığınan Suriyeli ailelerden 15'i, Suruç-Akçakale karayolunun 20. kilometresindeki alanda kurdukları çadırlarda yaşamlarını sürdürüyor.

Nasır Salih (30), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkelerinde önce terör örgütü DEAŞ'ın, ardından da YPG/PKK'nın baskı ve zulmünü yaşadıklarını söyledi.

Terör örgütünün işgal ettiği köylerde halkın evlerinden çıkartıldığını anlatan Salih, şöyle konuştu:

"Bizleri evlerimizden çıkarttıktan sonra içinde ne varsa el koydular, hatta ekili olan arazilerimizi bile elimizden alıp hasat yapmamıza izin vermediler. Bizleri evlerimizden attıktan sonra köydeki 330 evi de iş makineleriyle yıktılar. Yani bizim köyümüzü yerle bir ettiler. Bunların Allah korkusu yok, güçleri var. Bizim ise elimizden bir şey gelmiyor."

"Suriyeli mazlumlar olarak YPG/PKK'nın zulmünden kaçtık"

"Suriyeli mazlumlar olarak YPG/PKK'nın zulmünden kaçtık" diyen Salih, "Bir yakınımı zorla götürüp öldürdüler ve cesedini bile vermediler. Bir süre sonra ancak kemiklerini bulduk, cenazesini bile doğru dürüst defnedemedik. ABD, YPG/PKK'ya destek veriyor, olan biz Suriyelilere oluyor. Eğer köyümüz YPG/PKK'dan temizlenirse evimiz olmamasına rağmen gideriz." ifadelerini kullandı. 

YPG/PKK'nın zulümlerinin ardından bölgeden kaçmaktan başka çareleri kalmadığını ifade eden Salih, şunları söyledi:

"Bize yaşama şansı tanımayan YPG/PKK yüzünden Türkiye'ye kaçmaya karar verdik. Annem ve babam yaşlı olduğu için Suriye'de başka bölgeye gitti. Yaklaşık 20 gün, yürüyerek, aç susuz bir şekilde ve çocuklarımızı sırtımızda taşıyarak Türkiye'ye gelebildik. Arada bir yiyecek bulsak da, 20 gün boyunca yürümek bizleri bitirme noktasına getirdi. Çok şükür bu zahmetli yolculuğun ardından Hatay yakınlarından Türkiye'ye gelmeyi başardık." diye konuştu.

"Eğer YPG/PKK evlerimizi alıp yıkmasaydı, 2 küçük çocukla, bu zorluklarla savaşmak zorunda kalmazdık. Allah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun, bizlere kapılarını açtı. Ama burada kendi imkanlarımızla yaptığımız çadır ve evlerde yaşıyoruz. YPG/PKK zalim bir örgüt, zulmün alasını yapıyorlar ama bizler bir şey yapamıyoruz. Elimizden gelen tek şey kaçmaktı çünkü çok korkuyorduk. 20 gün boyunca, süt içen çocukla bu yolculuğa mahkum bırakıldık. Çocuklarımızın ölmesinden korkuyorduk. Bazen çocukları ben sırtıma alıyordum. YPG/PKK yarın bölgeden ayrılsın, bir dakika durmam, koşarak vatanıma dönerim."

 

(AA)