Başbakan Binali Yıldırım ile Lübnan Başbakanı Saad Hariri, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü'nde düzenlenen ortak basın toplantısında, iki ülkenin iyi komşuluk ilişkilerine değindi.
Lübnan Başbakanı Hariri ile iki ülkeyi yakından ilgilendiren bölgesel konuları görüşme fırsatı bulduğunu söyleyen Yıldırım, "Lübnan'ın sağduyulu halkı ve Sayın Başbakanı başta olmak üzere deneyimli siyasetçileri sayesinde bölgede yaşanması muhtemel krizleri geride bırakmak ve geleceğe yönelik güven ve istikrarı sağlamak bakımından ortaya koydukları çalışmalar ülkemiz tarafından takdirle karşılanmaktadır." diye konuştu.
Yıldırım, görüşmede gelecek dönemde Lübnan'ın tarafsızlık politikasının birlik ve beraberlik içinde uygulanmaya devam edilmesinin hayati önemi olduğunu teyit ettiklerini belirtti.
Türkiye'nin, Lübnan'ın selameti için güvenlik başta olmak üzere birçok konuda iş birliğini artırarak devam ettirmeyi arzu ettiğini dile getiren Yıldırım, Hariri'nin öncülüğünde başlatılan Lübnan'ın altyapısını güçlendirmeye yönelik çalışmalara aktif olarak katılmaya karar verdiklerini bildirdi.
Bu amaca yönelik Roma ve Paris'te gerçekleşecek konferanslara Türkiye olarak aktif katılım sağlanacağını söyleyen Yıldırım, "Buradaki amacımız Lübnan'ın altyapısının geliştirilmesi konusunda Türk firmalarının, Türk müteahhitlerinin daha aktif rol almasını sağlamak ve bölgedeki istikrara katkı vermektir." dedi.
Yıldırım, Türkiye ve Lübnan arasında tarihsel dostluk ve sağlam ikili ilişkilerin bulunduğunu hatırlatarak, bu doğrultuda yapılacak çalışmalarla ikili ilişkilerin daha da ileriye taşınacağını, böylece Lübnan ile ekonomik, ticari ve güvenlik alanındaki iş birliğinin daha da geliştirileceğini kaydetti.
Lübnan ile ticaret hacminde son iki yılda azalma yaşandığına, bunun nedeninin Suriye başta olmak üzere bölgede yaşanan krizler ve iç savaşın olduğuna dikkati çeken Yıldırım, Hariri ile bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini değerlendirdiklerini aktardı.
"Uluslararası camiadan beklenen bir katkıyı da göremedik"
Suriye'de 7 yılı bulan iç savaş ve karışıklıkların en büyük bedelini ödeyen ülkelerden birinin Lübnan, diğerinin ise Türkiye olduğunu, bu ülkelere Ürdün'ü de dahil etmek gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, "Bugün bu ülkelerde Suriye'nin nüfusundan fazla mülteci konumunda insan var. 1,5 milyon Lübnan'da, 3,5 milyon Türkiye'de, daha fazlası Ürdün'de bulunmaktadır. 6 yıldır bu insanlara evlerinden, barklarından, memleketlerinden uzakta gereken her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda da ne yazık ki uluslararası camiadan beklenen bir katkıyı da göremedik." şeklinde konuştu.
Yıldırım, Hariri'ye Zeytin Dalı Harekatı'nı anlattı
Başbakan Yıldırım, görüşmede, Lübnan Başbakanı Hariri'yi devam eden Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin bilgilendirme fırsatı bulduğunu da bildirdi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim Afrin bölgesine yaptığımız operasyon, terör örgütlerini mahallinde yok etme operasyonudur. Suriye'nin toprak bütünlüğüne sadakatimiz, bağlılığımız her zamanki gibi devam etmekte olup hedef ne sivil halk ne de Suriye'nin toprak bütünlüğüdür. Hedef, özellikle ülkemize vaki olan roket saldırılarını bertaraf etmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini emniyet altına almak, aynı zamanda da Afrin bölgesine yerleşmiş olan PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerini oradan çıkarmak, orada yaşayan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizin üzerindeki bu baskıyı ve zulmü kaldırmaktır. Bunu gerçekleştirmek üzere Özgür Suriye Ordusundan askerlerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu operasyonu gerçekleştiriyor. Ne yazık ki terör örgütü, orada burada 'sivillere zarar veriliyor.' diye kara propaganda yapıyor. Asıl zarar gören Türkiye'deki vatandaşlarımızdır. Bugüne kadar yapılan roket saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımız var, Suriyeliler var."
Suriye'nin Afrin bölgesindeki terör örgütü PYD/PKK üyelerince Hatay'ın Reyhanlı ilçesine roket saldırısı düzenlendiğini, saldırıda 17 yaşındaki Fatma Avlar'ın hayatını kaybettiğini belirten Yıldırım, "Bu kardeşimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum." dedi.
Yıldırım, saldırıda yaralanan bir vatandaşın da hastanede tedavi gördüğünü dile getirerek, "Görüldüğü gibi zarar gören siviller, bölgedekiler değil Türkiye'deki vatandaşlarımızdır. Dolayısıyla bu operasyonun ne kadar haklı temellere dayandığı bir kez daha ortaya çıkmıştır." ifadesini kullandı.
Hariri ile görüşmesinde, bölgesel konularda Suriye'nin geleceğini de ele aldıklarını anlatan Yıldırım, Suriye'de barışın, kardeşliğin tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.
Yıldırım, bunun için Soçi sürecinden sonra Cenevre sürecinin çalıştırılacağını, Birlemiş Milletler gözetiminde bu çalışmaların devam edeceğine işaret ederek, "Bunlar bir yandan yapılırken diğer yandan da bölgedeki gerilimlerin azaltılması, çatışmaların ortadan kaldırılması için Türkiye başta olmak üzere diğer ilgili ülkelerle birlikte çalışmaya devam ediyoruz." dedi.
ABD'nin Kudüs kararı
Görüşmede son aylarda Kudüs'te yaşanan gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Yıldırım, özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın aniden aldığı kararla Kudüs'ü İsrail'in başkenti kabul etmesi ve buraya ABD Büyükelçiliğini taşıma kararının, bütün dünyada infial oluşturduğunu anımsattı.
Daha sonra İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın meseleyi sahiplenmesiyle olağanüstü toplantı yapıldığını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn da bu toplantıya katıldı. Çok etkileyici bir konuşma da yaptı. Kendisine teşekkür ediyoruz. Burada alınan karar çerçevesinde Doğu Kudüs Filistin'in başkenti olarak ilan edildi. Akabinde de BM Genel Kurulunda ABD'nin İsrail ile birlikte yaptığı bu tek taraflı girişim oylamayla büyük bir çoğunlukla reddedilmiştir. Bir kez daha bir yanlıştan dönme fırsatı bulunmuştur. Ümit ederiz ki İsrail ve ABD bu konuda yanlış tutumlarında ısrarcı olmazlar ve bölgedeki sorunların üzerine yeni sorunlar üretme gayretine girmiş olmazlar diye düşünüyorum."
"Lübnan'a desteğimizi artırarak sürdüreceğiz"
Başbakan Yıldırım, "Görüşmemizde Sayın Hariri'ye de ifade ettiğim gibi bizim için Lübnan'ın güvenliği, toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve egemenliğinin korunması önemlidir. Bunu çok önemsiyoruz. Türkiye'nin istikrar ve güvenliği neyse Lübnan'ın istikrar ve güvenliği de aynı derecede önemlidir. Lübnan'ın istikrarı, güvenliği, kalkınması için desteğimizi daha da artırarak sürdüreceğiz. Bu doğrultuda önümüzdeki günlerde, yakın gelecekte gerek ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi gerekse bölgesel konuların ele alınması için yakın çalışmamızı sürdüreceğiz. Başbakanlar, bakanlar düzeyinde bu çalışmaları devam ettireceğiz." diye konuştu.
Macron'a Zeytin Dalı Harekatı cevabı
Bir gazetecinin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin "İşgal temelli olmamasını diliyoruz." şeklindeki ifadesini hatırlatması üzerine Yıldırım, Afrin'in Türkiye'nin güvenlik sorunu olduğunu söyledi.
Harekatın bir nedeninin de bölgede yaşayan insanlara karşı terör örgütlerinin yaptığı zulmün sona erdirilmesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Suriye'de DEAŞ'a karşı tüm operasyonlar gerçekleşiyorsa, Afrin'de de biz DEAŞ, PKK, PYD/YPG'ye karşı bir operasyon yapıyoruz. Eğer Fransa meseleyi böyle alıyorsa, onların Suriye'deki yaptıkları faaliyeti de aynı şekilde değerlendirmek lazım." diye konuştu.
Bu düşüncenin temelden sakat olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin katiyen bir işgal mantığı içerisinde hareket etmediğini bütün dünya biliyor, bilmelidir. Fırat Kalkanı'na bakarsak bunu görürüz. Fırat Kalkanı operasyonu ile 3 bin 600 DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek, orayı terörden temizleyen ve bugün 130 bine yakın Suriyelinin yaşadığı, 160 bin öğrencinin tekrar eğitime başladığı, huzur ve barış içerisinde bir alana dönüştürdük. Bizim Afrin'de yapmak istediğimizin ne olduğunu anlamak için Fırat Kalkanı Harekatı'ndaki Münbiç, Cerablus ve Azez hattında 2 bin kilometrelik alana bakmaları yeterlidir. Onun dışındaki değerlendirmelerin gerçekle alakası yoktur."
"Amerika duruşunu açıkça ortaya koymalıdır"
Münbiç'in demografik yapısına bakıldığında yüzde 95 Arap nüfusun bulunduğunun görüleceğine işaret eden Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
"Onların tepesinde boza pişiren, onlara hayatı zehir eden bir avuç terör grubu var. Amerika, burada duruşunu açıkça ortaya koymalıdır. Orada yaşayan insanlara zulüm eden terör örgütüne mi destek verecek, yoksa oradaki halkın bu terör örgütlerinden kurtulmasına mı katkı sağlayacak, Amerika buna karar versin. Türkiye, her türlü terör baskısına, terör tehdidine karşı milli güvenliği gereği yapması lazım gelen harekatı yapar. Bunun için de başka ülkelerden izin almak gibi bir durum söz konusu olmaz. Bu faaliyetler aslında ülkemizin hududu bulunan hem Suriye'de hem de Irak'ta hududumuz etrafında oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna izin vermemek bakımından bundan sonra da devam edebilir. Bunun da bilinmesinde fayda var."
"Deli saçması düşüncelerdir"
Yıldırım, bir gazetecinin, Türkiye'nin sınırlarına roket saldırıları gerçekleştirildiğini ve bu saldırıların sınır içinden yapıldığına ilişkin iddiaları hatırlatması üzerine şunları söyledi:
"Türkiye'nin içerisinden Türkiye'deki vatandaşlara roket saldırısı, akla ziyan deli saçması düşüncelerdir. Buna kargalar bile güler. Böyle bir şey yok. Türkiye, hudutları içerisinde yüzde yüz halkın güvenliği vardır, huzuru vardır. Herhangi bir terör faaliyetine de asla izin vermeyiz. Bu tamamen bazı çevrelerin terör örgütüne yönelik destek kampanyalarından başka bir şey değildir. Bunların nereden geldiğini bilmek için kehanete lüzum yok. Bunların hepsinin ölçümleri, gözlemleri yapılıyor ve roket saldırısı gelir gelmez de anında karşılık veriliyor, susturuluyor ama üç yıldır arazinin her tarafında maalesef bu terör örgütü muazzam bir kendilerine göre tahkimatlar yapmış, patlayıcılarla her tarafı donatmışlar. Büyük büyük tünellerle kalın duvarlarla kendilerine göre mevziler oluşturmuşlar. Dolayısıyla bu yapıyı araziye girince güvenlik güçlerimiz tespit etmekte ve gereğini yapmaktadır."
"480 hedef etkisiz hale getirildi"
Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin bir soru üzerine ise Yıldırım, operasyonun hedeflendiği şekilde devam ettiğini ve hedefler yerine getirilinceye kadar da devam edeceğini dile getirdi.
Binali Yıldırım, "Bu sabah itibarıyla etkisiz hale getirilen hedef sayısı 480, etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 712 olarak tespit edilmiştir. Harekat planlandığı şekilde devam etmektedir." dedi.
İdlib'deki terör saldırısına ilişkin bir başka soruya Başbakan Yıldırım, "İdlib'de yaşanan olay da Türkiye'nin bu harekatta ne kadar doğru bir iş yaptığını ortaya koymuştur. Yani terör nereden gelirse gelsin karşılığını mutlaka görmelidir. Bizim orada yaptığımız faaliyette tam da bunun içindir. Burada bulunan terör oluşumlarını, faaliyetlerini ortadan kaldırmak İdlib'de yaşanması muhtemel sorunları en aşağı düzeye indirmektir." cevabını verdi.
(AA)